TFL, SANAT
Yaratmak isteği ve üretmek dürtüsü hepimize kaynağının
nereden geldiğini bilmediğimiz bir yerden basınç yapar. Kendimizi ifade etmek,
yaşamımızı oluşturmak, ben olduğumuzu açığa çıkarmak isteriz. Duygularımız
niyetlerimizi tetikler. Kendi şarkımızı söylemek, resmimizi renklendirmek,
heykelimizi yontmak isteriz. Sanatçı unvanı şart değildir. Zaten kendi
hayatımızı bir sanat eseri gibi yazmaktayızdır.
Yaşantımız nasıl akarsa aksın, arada gök gürültülerinden
kaçmak, serin sulara yıkanmak, derinlere
yüzmek, okyanus kuytularına gitmeyi özleriz. Ötelerde soyunmak, arınmak, daha
diri daha güçlü hatta daha sakin ve sade bir şekilde gündelik dünyamıza
dönmemizi sağlar.
Bu gündelik dünyanın sınırlı sorunlu halleri bizim sonsuz sınırsız
hallerimizi unutturmaktadır.
Benim için sanat, sanatla bir şekilde buluşmak, boyalara,
renklere, çamurlara, kelimelere, taşlara, tahtalara bulaşmak, onları sevmek,
onlarla didişmek her zaman için başka âlemlere dalmanın kapısı olmuştur. Beni
besleyip büyüttüğüne ve çok mutlu ettiğine inanıyorum.
Sanat her insanın en içindeki en özel yerine dokunuyor, bunu
biliyorum. Oradan büyüyor ve gelişiyor. Aklımızı da, bedenimizi de içine alarak
yayılıyor. Paylaşmak ise en güzel hediyesi oluyor.
Hepimiz sonuçta birer sanatçıyız. Hayatımız da bizim sanat
eserimiz.
TFL ruhunu içine almış olmak ve bu aileden gelişip serpilmek
bizim kendi kimliğimizi oluşturmamızın nedenidir. Kimliğimizi kurmanın ve
kişiliğimizi oluşturmanın anahtarının bizim ellerimizde olduğunun güvencesini
vermiştir. Bize hem değerlerimize sahip çıkmak hem de sonuna kadar özgürce
yaşamak ilim ve sanatının ipuçlarını öğretmiştir. Hayatımızın, kendi sanat
eserimiz olduğunun sezgisini içimizde uyandırmıştır.
İris.
Bodrum. Mart.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder