28 Mayıs 2012 Pazartesi

NEFES







Hayat demek nefes demek
Nefes’le var oluyoruz
Tüm canlılar nefes aldığımız sürece var yaşıyoruz
Nefes demek can demek
Aldığımız nefes kadarız. Verdiğimiz nefes kadarız.
Aldığımız ve verdiğimiz nefes kadar bütünleşiyoruz.

Nefesimiz bizi yansıtıyor
Hepimizin nefesi farklı.

Tüm metabolizmamız nefesimiz üzerinden düzenleniyor
Hayatımız nefesimizden oluşuyor, değişiyor, olgunlaşıyor
Kimi zaman kısa, kimi zaman uzun, kesik, tutarak, derin, yavaş, yüzeysel, açık, sıradan
Sudan, topraktan, rüzgârdan, sevgiden, doruktan
Soluyarak yaşıyoruz.
Duygularımız nefesimizde, düşündüklerimiz nefesimizde, davranış biçimlerimiz nefesimizde, konuşurken, gülerken, ağlarken hep nefesimizden oluşuyoruz.

Hayatımızın imzası bizim nefesimiz
İlmek ilmek dokunuyoruz, dokuyoruz

Birbirimize en yakın olduğumuz anları nefesimizde hissediyoruz.

Yaşamın acı, tatlı anları nefesimizde
Mevsimler, yiyecekler, kokular, korkular, hazlar nefesle can buluyor
Ve nefesle yaşama dâhil oluyoruz


En derin içsel yolculuğa nefesimizi fark ederek çıkabiliyoruz.
Benliğimizin derinliklerine nefesimizle ulaşabiliyoruz.
Hayatımızın akışı, ritmi nefesimizle oluşuyor.

Belki hiç konuşmasak yani boşuna nefes tüketmesek, nefesimizi hissederek, birbirimizi daha iyi anlıyoruz.

Nefesi göğüs kafesinde hissetmek, nefesin kalbin önüne ve arkasına gittiğini fark etmek ve nefesle kalbe dokunmak. Nefesin diyaframa oradan mideye ve tüm iç organlara gittiğini bilmek. Nefesin içimizden dışımıza yönlenmesine şahit olup, tüm hücrelerimize ulaşmasını bilmek. Bedenimizin en uç noktalarına nefesle dokunmak ve aynı nefesin tüm bedeni dolaşarak hayata, yaşama karışmasına izin vermek.

Nefes olmak..
Yaşam olmak..

Yaşama karıştığımız bu noktada tüm canlıların nefesleriyle buluşmak, birleşmek ve tekrar bedene dönmek.
Ayrı, ayrı sandığımız bu dünyalarda nefeslerimizle buluşup, birleşip tekrar bedenlere geri dönüp ayrılıp, ayrışıp tekrar birleşmek.

Nefes demek ruh demek.
Yoga bedene baktırır.
Yoga içe döndürür.
Yoga kalbe, nefese baktırır.
Yoga ruha dokunur.

Bu yakınlığı kurmak, samimiyet, açıklık, hassasiyet, özen, tevazu, kararlılık gerektirir.
Bu yakınlık kurulunca, huzur, dinginlik, denge oluşur.
Mutluluk, yaratıcılık, sevgi kendiliğinden açığa çıkar.

Bir nefes
Ham
Bir yoga
Sa
Tek nefes
Ham Sa
Tek ritim
Ham Sa
Tek beden

Akış
Tek bir
Tek bütün

Canlanıyor
Ayrışıyor
Karışıyor
Birleşiyor
Bütünleşiyor
Genişliyor
Daralıyor
Kayboluyor

Hep bir bütünlük içinde,
Önce yok oluyoruz, sonra yeniden doğuyoruz.
Bir tek den bir bütün olarak.
Nefesle.



İris
İstanbul. Şubat 2012






18 Mayıs 2012 Cuma

HÜZÜN






Hüzün bu…
Usulca enseme dokunuyor.
Ensemden omurgam boyunca kuyruk sokumuma kadar akıyor.
Hiç de sinsi değil. Tam istediği gibi.. tüm bedenime sızıyor,  yayılıyor,  içten fethediyor. Yumuşacık. Rahatsız etmeden tüm hücrelerime sahip çıkıyor. Beni ele geçiriyor. İtiraz edemiyorum.
Öylece kabulleniyorum.

Benimle bir,
benmişim gibi.
Benden daha çok ben gibi.
Bende de öte.
Bir Hüzün..

Bulut, bulut yayılıyoruz. Yuvarlanıyoruz. Puslu, puslu bakıp, boyun büküyoruz. Boğazıma düğümleniyoruz. Gözyaşı oluyoruz.

Tüm dünyanın, tüm evrenin, tüm bu anın acılarını en derinden, en içimizden hissediyorum.

Çocuk gibi, büzülüp,   küçülüp,   sarılıp sarmalanmak istiyorum…


iris

Mayıs. 2012
Torba – Bodrum




Hüzünle vedalaşalı epey olmuştu. Biliyorum. Ancak hayat sürprizlerle dolu. Geçenler de kendini hatırlatıverdi. Yoga da buna bir vesile ..
Zaman, zaman hüzün gelip beni sarmalıyordu, memnuniyetle kabul ediyordum. Zaman, zaman da tüm bedenimi, aklımı esir alıyordu, elimi kolumu bağlıyor, çökmeme neden oluyordu.
Taa ki, yoga yolunda, bu duygunun, yalan dünyanın bir engel mekanizması olduğunu anlayana dek…
Biz hüzünle bir hayli günler geçirdik, epey uzun beraber yaşadık. Arada tekrar buluşabiliriz, zarar yok. Biz birbirimizi iyi tanıyoruz.
Bu yazı da, sevgi ve saygı ile ona yazdığım bir veda yazısı. Son dokunuş.