28 Kasım 2012 Çarşamba

CRİMSON ALİZARİN




 

Kalçalarımdan kasıklarıma oradan mideme ve kalbime doğru fışkıran crimzon alizarin. Her tarafa dağıldı, yayıldı, sıçradı. Temizlemek isteyen kim?

Beni boğazlayan, gırtlağıma dolan, tıkayan prussian mavi. Ne nefes alabiliyorum, ne de konuşabiliyorum.

Neyse ki aradan parlayan, az biraz yaşama izin veren violet. Beni biraz yatıştıran, sakinleten mor.

Sınırlı tuvallerin sıkışıklığı. Ardından girdaplar, kurallar ve söylenenler ve öğretilenler.

Resmin beğenilmesi için, resmin resim olması için; renkler mutlaka karıştırılmalı, ton üstüne ton kullanılmalı, ritim, uyum, doku, espas, perspektif. Saçlar şu şekilde, kıyafetler bu şekilde yerleşmeli, doğru yerde olmalı. Etik kurallar, adap, örf, adet, sofrada bıçak daima sağa konur. Terbiyeli ol. Teşekkür et. Yerinde özür dilemeği bil.

Hah… Kurallar olmasa ne olurdu? Ben düşünemedim. Bilemem.

Hep bedenim aracılığı ile hayata dâhil olmak, yaşamak, hayatın üstesinden gelmek beni mutlu etti. Kendimi bedenimden buldum. İfademi bedenimden yarattım.

Şu anda belki bunları yazabiliyorum ama hislerimi, düşüncelerimi, kelimeler ve sözler üzerinden söylemek beni hep zorladı. Başarılı olamadım. Onca resmi de bu nedenden ötürü yapabildim. Onca işin üstesinden gelebildim. Hayatımı, işimi, uğraşlarımı yaratabildim.

Beni rahat bırakmayan tüm duygular ellerimle ifade bulup gözlerimden fışkırdılar.

Şimdi daha mutluyum. Doğaya daha yakın yaşıyorum.

 

 

 

 

iris

Torba. Kasım.2012

7 Kasım 2012 Çarşamba

KAYRAKTAŞI ile SAKIZAĞACI






Ben yüzlerce yıl öncesinden geliyorum. Ana rahmim sığ denizler. Tortul kalkerin çökelmesi ilk oluşumum. Değişmem için çok uzun süreler gerekti. Volkanik lavlar olmasaydı kristalize olamazdım. Bu değişimime metamorfoz deniyor.

Ben Kayraktaşı’yım. Evim, Muğla iline bağlı Yalıçiftlik Beldesi, Alazeytin Köyü. Yaşımı söylemek zor. Sarı-turuncudan gri-siyaha kadar değişen renklerim var. Bedenim katman, katman. Arada çatlaklar oluşmuş. Bedenim de yer, yer bitki fosillerine de rastlayabilirsiniz. Ruhum ise yüzyılların bilgeliğine sahip.

Bir yönden çok güçlüyüm, bir yönden ise çok zayıf. Aslında, bu sessiz ve ağırbaşlı halimle insanların gönlünü kazandım. İnsanlara yakın olmak çok hoşuma gidiyor.

Taş ustaları, dostlarım. Onlar bana değer kazandırıyor. Taş ocaklarında çalışanlar ise genelde çilekeş gençler, emeklerinin ise karşılığı pek yok.

İşim, ev olmak, yola döşenmek, alabildiğine yerlere serilmek, iç mekân süslemek, bahçe duvarları, setler bensiz düşünülemez.

Serin, sır vermez, su geçirmezim. Doğal, dayanıklı ve güzelim. Ben doğadan bir armağanım.

Bu gün hava nem kokuyor. Kasım ayı. Denizde balıklar kıpırdamıyor. Yer gök gri. Islak. Sessiz. Sadece şu en uzak köşede, sanki güneş bulutları yırtmış da bir ışık huzmesi halinde karayla denizin birleştiği yere düşmüş. Pırıl, pırıl, sarı-turuncu bir aydınlık. Çarpıcı. Şaşırtıcı.

Kedi fareyi yakaladı, parendeler atıyor. Kuşlar üzümleri didikliyor. Ben zeytin topluyorum. Budandığına inat sakızağacı tüm kokusunu etrafa bırakıyor. Utanmadan.  Balıkçı motoru kendinden büyük sesiyle koyu yırtarcasına bir gayret balık sürüsünü kovalıyor. Yerdeki, duvardaki kayrak taşları yağmurun ıslaklığıyla renkten renge dönüşüyor.

Buraların taşı kayrak. Benim taşım da kayrak. İri, topak kayrak taşları ile döşeli bahçe duvarım var. Keşke bu şekilde yığma teknikle yapılmış kayrak taşından bir evim olsa. Yeşillikler içinde. Bir tane de sakız ağacım.

Ben sakız ağacı olsam, kayrak taşına âşık olurdum.



iris

Kasım.2012
Torba. Bodrum

4 Kasım 2012 Pazar

Bitmeyen Özgürlük





Özgür olmak için kişi kendini tanımak zorunda, bilmek zorundadır. Çevresinin ve dünyanın farkında olmalıdır. Toplumun koyduğu kuralları, politik oyunları ayırt etmek durumundadır. Doğayı kavramakla yükümlüdür. İşbirliği ve dengeyi anlamak durumundadır.

Kişi kendini tanımadan özgür olamaz. Kendini bilemeden özgürlüğü nerede bulacağını bilemez. Özgürlüğün ne olduğunu bilmek için de kendinden öteyi de bilmek zorundadır. Bilmeden sorumluluk alınamaz. Özgürlük bir sorumluluk işidir. Kendinin ve yaşamının sorumluluğunu almak. Tüm yaşamının sorumluluğunu alamayan özgür olamaz.

En büyük yalandır; vaktim yok. Çünkü kaçmaktır, en kolay olan. Erteleme kelimesidir, en masum görülen. Suçu ve suçluyu dışarıda bulmaktır, en cazip olan.

Kendini bilmek zor iştir. Kendini bilen ancak kendi olabilir. Bunun için de kendinle uğraşmak gereklidir. Kendinle uğraşan kendini geliştirebilir. Kendisi için olanı kavrayan, ayırt edebilen ancak özgürlüğünü keşfeder. Bir uğraştır özgürlüğe sahip olmak ve onu sürdürmek.
‘Ben böyleyim ve her istediğimi yaparım’ sözleri, özgürlük bilinci ile alakası olmayan, şapşallık, şuursuzluk nidalarından başka bir şey değildir.

Doğanını en gizli sırlarını keşfe çıkarcasına, bedenini araştırmak. Evrenin bilinmezleri arasında gezinircesine, düşüncelerinle olmak. Varoluş bilincine dalarcasına, duygularına izin vermek. Kendini bilmek. Kendin olmak. Özgürlüğene vakıf olmak. Özgürlüğünü hak etmek.  İnsanoğlunun, yaşamındaki en önemli işidir.

Sınırlarını tanımak. Zor diye nitelendirdiklerinin aslında kolay olduğunu anlamak. Hep baktığı yönden başka yönlere de bakmak. Yönünü değiştirmek. Güvenlik alanlarının dışına çıkmak. Tüm bunların yaşamak olduğunu bilmek. Toplumun koyduğu sınırları görmek. Medeniyetin yüklediklerini ayırt etmek. Tercihlerini kendin için geliştirmek. Çalışmak. Mutlu olmak.

En nadide çiçekten daha değerli olduğunu bilmek. Ömür belki de bir kelebeğinkinden bile daha kısa. Hayat evren kadar gizemli. Biz, bir maymun kadar muzip bir at kadar güçlüyüz. Denizlerden de engin.

Bizler ölümlü. Aşk sonsuz.






iris

Kasım. 2012.
Torba. Bodrum.