27 Mayıs 2021 Perşembe

AN

 

 

 

Tadasana

Dağ duruşu

Al nefesini

Kaldır kolları yukarı

Topla dizi karna

Yüksel gökyüzüne

Bütün enerji dolsun bedenine

Ver nefesini

At bacağı geriye

Aç kollarını

İkinci savaşçı

Tüm bedenin köklensin toprağa

Topladığın enerji yayılsın tüm hücrelerine

 

Bu bir yoga çalışması, Çetin Çetintaş’ın elementler serisi toprak elementinden bir bölüm. Beni anda olmaya davet ederken adeta anda kalmayı da tarif ediyor. Anda olmak anda kalmak mümkün müdür tam kestiremiyorum ama nefesin beni ana bağladığını hissediyorum. An daimdir deniyor. Yani an hep var. Varoluşsal. An bizi fark etmiyor olabilir ancak biz anı fark edebiliyor muyuz? Andayız ama biz orda olabiliyor muyuz?

 

Dönende duranı bulunca

Baştan aşağı nefes olunca

Senden gayri ondan gayri kalmayınca

Vecd diyorlar, hal ile tutulunca

 

Belki…

Anın sonsuz yaratım olasılıklarının alanı olduğunu düşünüyorum. Belirsizlik içinden doğan bir an dan bir sonra kine. Seçtiklerimizle somuta gelip dünyamızı yaratıyor hayatımızı şekillendiriyoruz. Gökyüzüne yükselip sonsuz olasılık evrenini içimize doldurup yeryüzüne inerek topraklanıyoruz. Yağmur damlalarıyla gökkuşağımızı oluşturuyoruz. Her ne yaratırsak içinde biraz uyum biraz da memnuniyet olsun istiyoruz. Zaman ve mekânda olmanın sıkışıklığını hafifletmeyi umarak, kaos içinden doğuyor kosmos içine genişliyor yayılıyor yerleşiyoruz. Sanatçıların yaptığı gibi. Yaratımımız gerçekliğimiz oluyor ve farkıdalığımızla buluşuyor. Sevgi özgürlük acı aşk güzellik sevinç merak kaygı kötülük hepsi bizim için açığa çıkıyor.

An sonsuzluğunda sabitlenirken, zihnin düşüncelerde dalgalanıyor, duygularda coşuyor. Anda olamıyor dağılıyor ve kayboluyoruz. Kendimizi, şekillendirdiğimizin farkında olmadığımız bir dünyada buluyoruz. Yarattığımızı bilmediğimiz yaşantımızın da sorumluluğunu almak istemiyoruz. Bulunduğumuz yere ait hissedemiyor, kendi kendimize de yabancı kalıyoruz.

Ansızın anda olmak üzere…

 

 

İris Pala

Torba / Bodrum

Mayıs 2021

 

 

12 Mayıs 2021 Çarşamba

Duyu Pekinliği


Duyu Pekinliği / Hegel / Duyusal Kesinlik

Olanı olduğu gibi bilmek ( dolayımsız / dolaysız ) yani nesneye hiçbir katkı yapmadan onu anlamak fark etmek deneylemek algılamak olanaklı değildir. Nesneyi olduğu gibi alan duyular ve sezgi bir bilgi kesinliği taşımaz. Bu bildiğini sanma / öznel bilinç / sanı / doxa / duyusal bilinç durumudur. Burada logos yoktur. Çünkü bilgi düşünceyi gerektirir. 

Duyusal bilincin / duyusal bilişin /duyumun olması için özne ve nesne / madde gereklidir. Tekil ve öznel olanın, çokluk ve çeşitlilik içerenin sürekli değiştiğini biliyoruz. Şimdi ve burada olan uzaysal ve zamansaldır tekildir geçicidir. Evrensel değildir. Yani duyusal bilincin nesneleri bir vardır bir yoktur veya oluş içindedir.

Sürekli olarak var olanı anlamak duyular ile değil akıl ( logos ) ile mümkün olur. Değişenin arkasında ki değişmeyen, tikelin arkasında ki tümeli bulmak durumundayız. Kavrama ( logos ) olumsuzlama ile ulaşılır. Logos uzaysız ve zamansızdır, soyuttur ve idealar alanıdır. Gerçek varlıktır. Sabittir. Akılda bulunur. Evrenseldir.

Duyu pekinliğinin / kesinliğinin doğru kabul ettiği; tümele bağlanmış sürekli değişen geçici çeşitliliktir. Duyusal olana tekil olmasına karşın evrensel olanla bir anlatım veririz. Bunu dil ile yaparız. Dil düşünce bağıntısında, soyut evrenseller dilde ifade bulsalar dahi bu tam bir gerçeklik ortaya koyamaz. Kaldı ki olay olguda gerçekliğe geldiğinde artık değişmiştir. Kesinliğe ulaşılamaz.

Faydalandığım kaynaklar;
İdea / Tinin Görüngü Bilimi / Duyu Pekinliği / Hegel / Aziz Yardımlı
Tinin Fenomenolojisi / Hegel / Umut Eldem Metin Bobaroğlu / konuşmaları


5 Mayıs 2021 Çarşamba

SEN KADINSIN



Sen Kadınsın kabul et. Yaratıcılığını al içine. Acele etmeden sindire sindire sevinçle buluş onunla. Kucakla tüm dünyayı. Bil ki bütün âlemler seninle birlikte, senin için. Dans et hepsinle. Eğer sen istersen duyabilirsin müziğin sesini. Aç kalbini kapa gözlerini bekle ki dolsun için. Hemhal ol hepsinle büyü yayıl ve yeniden doğ. 

Sen Kadınsın.


İris Pala 
Torba Bodrum Mayıs 2021