1 Mart 2017 Çarşamba

TFL, SANAT


TFL, SANAT

 

Yaratmak isteği ve üretmek dürtüsü hepimize kaynağının nereden geldiğini bilmediğimiz bir yerden basınç yapar. Kendimizi ifade etmek, yaşamımızı oluşturmak, ben olduğumuzu açığa çıkarmak isteriz. Duygularımız niyetlerimizi tetikler. Kendi şarkımızı söylemek, resmimizi renklendirmek, heykelimizi yontmak isteriz. Sanatçı unvanı şart değildir. Zaten kendi hayatımızı bir sanat eseri gibi yazmaktayızdır.

Yaşantımız nasıl akarsa aksın, arada gök gürültülerinden kaçmak, serin sulara yıkanmak,  derinlere yüzmek, okyanus kuytularına gitmeyi özleriz. Ötelerde soyunmak, arınmak, daha diri daha güçlü hatta daha sakin ve sade bir şekilde gündelik dünyamıza dönmemizi sağlar.

Bu gündelik dünyanın sınırlı sorunlu halleri bizim sonsuz sınırsız hallerimizi unutturmaktadır.

Benim için sanat, sanatla bir şekilde buluşmak, boyalara, renklere, çamurlara, kelimelere, taşlara, tahtalara bulaşmak, onları sevmek, onlarla didişmek her zaman için başka âlemlere dalmanın kapısı olmuştur. Beni besleyip büyüttüğüne ve çok mutlu ettiğine inanıyorum.

Sanat her insanın en içindeki en özel yerine dokunuyor, bunu biliyorum. Oradan büyüyor ve gelişiyor. Aklımızı da, bedenimizi de içine alarak yayılıyor. Paylaşmak ise en güzel hediyesi oluyor.

Hepimiz sonuçta birer sanatçıyız. Hayatımız da bizim sanat eserimiz.

TFL ruhunu içine almış olmak ve bu aileden gelişip serpilmek bizim kendi kimliğimizi oluşturmamızın nedenidir. Kimliğimizi kurmanın ve kişiliğimizi oluşturmanın anahtarının bizim ellerimizde olduğunun güvencesini vermiştir. Bize hem değerlerimize sahip çıkmak hem de sonuna kadar özgürce yaşamak ilim ve sanatının ipuçlarını öğretmiştir. Hayatımızın, kendi sanat eserimiz olduğunun sezgisini içimizde uyandırmıştır.

 

 

İris.

Bodrum. Mart.2017


18 Ocak 2017 Çarşamba

KATRAN


 

 

Kapkara koyu ağır katran.

Ateş kurşuna, kurşun cana düştükçe ölüme yığıldılar. Ölümler birbiri üstüne bindiler. Hepimiz birbirimize düşmana dönüştük. Dönüştükçe yığıldık, yığıldıkça yayıldık, yayıldıkça katran olduk. Kıyamet gürültü taraması içinde mutlak sessizliğe boğulduk.

Aradan sıyrılan tek bir müzik ‘’la’’ ……

İs kokulu koyu ağır katran.

Tanımadık ki birbirimizi, ağzımız hep kapalı. Zifir koyu siyah maskelerimiz var. Şarjör, makineliye, makineli bize döndükçe biz yoğun ağır bir koku olduk. Patlayan sessizlik örtünce, yığılan biz, ziftle karıştık.

Katran katrana yığıldık.

Yükselen bir tek müzik ‘’ fa mi ‘’ …..

Zifir karanlık. Gözler yok. Ellerimiz büyük, kara maskeler göz hizasına kadar hüzne battık. Tabanda ölü kuvvet acı içinde. Gümbürdeyerek gelen sessizlik.

Tek bir nota yükseldi  ‘’re mi do ‘’ …….

Bir omuzdan bir omuza, gözyaşından bir Kubbe yaptık. İçine müzik koyduk. Işık notaları yükseldi. Orada burada asılı kaldı.

‘’mi’’ …..

 

 

 

iris

2.Ocak.2017.İstanbul