5 Eylül 2011 Pazartesi

Zeytin Ağacı


Zeytin Ağacı

Şu ağaçla arkadaş olmak istiyorum. Beni arkadaşı olarak kabul etsin istiyorum. Benden çok çok çok daha yaşlı. O kadar çok sene var ki üstünde, onu çok da güzelleştirmiş. Bedeni, gövdesi inanılmaz kalın. Aslında kısa boylu. Gövdesinin üzerindeki kabuklar olabildiğine girintili çıkıntılı, arada yumrularıda var, güçlü ve güvenli. Kabuklarının rengi içinde yeşili olan bir gri, ayrıca parlak. Kim bilir gövdesinin içinde, kabuklarının altında, kovuklarının detaylarında neler gizliyor. Çeşitli canlılar, böcek aileleri, belki kuş yuvası, sürekli değişen bitkiler, yüzyılların bilgisi, sırrı…

Bu Zeytin Ağacı ile bunun için arkadaş olmak istiyorum. Beni arkadaşı olarak kabul eder mi? Ben şimdiye kadar hep konuşarak arkadaşlıklar kurdum. Mutlaka hislerle bağlar oluşturdum. Hiç konuşmadan arkadaş olabilmek, onu anlamak, kendimi anlatmak pek mümkün olmadı. Bu Zeytin Ağacını sadece sevsem ve onu çok merak edip anlamak istesem. Beni fark eder mi?

Doğa böyle bir şey işte, hem kendine o kadar çok hayran bıraktırıyor, bu da yetmezmiş gibi üstüne bir de bitmeyen bir merak duygusu ekliyor.

Bu zeytin ağacı da öyle. Bir kere o kadar güzel ki, hayran olunmaması mümkün değil. Kalın kısa gövdesini kaplayan müthiş kabukları, ince ince dalları, her biri uçuk gümüşi yeşil yaprakları ve şu an henüz tam olmamış sert oval acı mı acı zeytinleri. Kaç kuşla arkadaşlık kurdular acaba. Kaç çeşit kuş zeytin ağacını evi bildi ve ailesini kurdu. Rüzgârda birlikte savrulurken hangi sırları, bilgileri paylaştılar. Kaç hayat tecrübesi edindiler. Güneş en sert ışınlarını onlar için yolladı. Bu zeytin bu yöreyi ve bu iklimi seviyor. Denizin kokusu, nemi, rüzgârın etkisi, belki çok uzak ülkelerden ulaştırdığı haberleri var. Yağmur bulutları kim bilir nerelerden geçip geldiler ve hangi ülkelerin zenginliklerini taşıdılar.

Bu zeytin ağacının, bu güçlü gövdenin kökleri nerelere kadar uzanıyor ve uzandığı o topraktan kim bilir ne zengin malzemeler topluyor. En kadim bilgi, belki en büyük zenginlik, bolluk topraktan geliyor. Ve zeytin ağacının kökleri hassasiyetle bunları seçiyor ve bedeninin içine alıyor. Harmanlayıp meyvesini veriyor. Bu arada yer altındaki canlılarla da ahbaplık kurduğuna eminim.

Zeytinlerini bana sunuyor. Bende sadece zeytinlerini yemekle kalmayıp zeytinyağını da bildiğim bilmediğim her yemeğe katıp bedenimle buluşturuyorum. Ve zeytin ağacının tüm maceralarını, tüm dostluklarını, tüm bilgeliğini, bolluğunu kendime katıyorum.

Bu Zeytin Ağacı beni dost olarak kabul eder mi? Hayranlıkla uzaktan onu seyrediyorum. Yanına gidip sonsuz bir sevgi ile kalın kabuklu gövdesini kucaklıyorum, meyvesini şükranla bedenime alıyorum ve önünde saygı ile eğiliyorum.

Diğer zeytin ağaçları aklıma geliyor

Ve

Ceviz ağaçları, atkestanesi, vişne ağacı …



İris

Eylül 2011,Torba Bodrum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder