Şu anda aşağı yukarı tüm sanatçıların hem fikir olduğu bir
düşünce var. Artık günümüzde neredeyse söylenmemiş bir söz, henüz yapılmamış
bir resim, çekilmemiş bir fotoğraf karesi yok. Dokunulmamış bir durum, akla
gelmedik bir düşünce yok, neredeyse keşfedilmemiş bir alan yok.
Bu durumda önemli olan sizin sözünüzü nasıl söylediğiniz. Cümlenizi nasıl kurduğunuz. Yaptığınız resmin, yonttuğunuz heykelin, yazdığınız yazının, çektiğiniz fotoğrafın, müziğinizin, dansınızın arkasında, yaratımınızın dayandığı söz nedir? Cümleniz ne kadar sağlam ve güçlü ve hatta duyarlı? Dokunuşuyla, duruşuyla; gönül telimize, düşünce ufkumuza erişebiliyor mu?
Yaşadıklarımızı sadece bize özgü duygu ve düşünce
çerçevesinde ve samimiyetle ifade etmenin gücüne inanıyorum. Biraz da
cesaretle, alışkanlıkları tepetaklak ederek, ezberlediklerimizi yıkarak, başka
bir perspektiften sözümüzü ifade edersek mucizelerin ortaya çıkacağını düşünüyorum.
Gözlerimdeki rengi yansıtan resmi, ellerimin uzantısı olan
heykeli ve duygularımın sesini haykıran fotoğrafı çekmek isterim.
Fırtına yardımcım, isyan arkadaşım, sakinlik kendim olsun.
iris
Torba-Bodrum
Aralık.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder