Zamanlardan bir zaman, ama öyle bir zaman ki en gerilerde. Kronolojinin matematiğin çalışmadığı bir zaman. Sen ile ben bu zamanları çok iyi hatırlıyoruz. Aynı yerlerde olup olmamamızın hiç bir önemi yok. Ben kuzeylerin koyu karanlık yeşil ve nemli ancak
parıltılı ormanlarındanım. Sense başka diyarlardan olabilirsin ve belki de bana
oraları anlatabilirsin. Anlat lütfen.
Benim dolaştığım Ormanın içinde sadece ve sadece bu ormana has mavi ufak
ışık parıltıları var. Benden başka kimsenin görmediği sihirli ışık parçacıkları.
Ben bu ışık pırıltılar yüzünden bu ormandayım. Bu pırıltılar bana cesaret veriyor
ve hep benim gözümün önümdeler. Yolumu onları takip ederken bulurum. Deniz
yakamozları gibi, orman pırıltıları. Bu ormanda, Ağaçlarının önce gövdelerini
görürsün çünkü boyları o kadar uzundur ki dallar ve yapraklar mümkün değil
ulaşılamaz göklere temas eder. Köklerinin nerelere gittiğini, nerelere kimlere
dokunduğunu mümkün değil bilemezsin. Bu Ormanın kendine has bir kokusu vardır.
Nasıl tarif etsem, mor mavi keskin, serin sert bordomsu, içine aldın mı artık kopamayacağın
ve seni farklı hallere davet neden cinsten. Hatta bu koku ciğerlerine yapışır
ve bir daha asla ayrılamazsın. BU sihirli koku insana asla unutmaması gereken bağlarını
hatırlatır ve geçmişin derin izlerini adeta ruhuma işler. Ormanda yürürken çok
sessiz olmalısın. Ayağının bastığı her noktaya çok dikkat etmelisin ve
adımlarının sesini kulağının tüm hassasiyeti ile dinlemelisin. Gözle
görülemeyecek kadar da börtü böcek var. Ben hepsini görüyorum biliyorum ve
tanıyorum. Bu bana ait bir yetenek. Başka yeteneklerim de var. Belki yeri
gelirse anlatırım. Bu ormanda başka canlılarla da karşılaşırsın. O bölgeye ait
sincaplar mesela, senin bildiklerinden çok daha koyu renkteler. O derece hayata
bağlılar ki bana cesareti hatırlatırlar. Kuşlar ise tahmininden çok daha fazla.
Hepsini tarif etmem mümkün değil. Hepsi renkli. Ama çok renkli. Ayrıca inanılmaz
hızlılar, gözünün yakalayabileceğinden çok daha hızlı. Kuşların bu çevik
hızlılığı ise bana sonsuzluğa doğru uçabilirim özgürlüğünü anımsatır. Aradan
birkaç tanesi ile ben arkadaşım. Kadim arkadaş. Baykuşlar da var. Onlar tamamen
ayrı bir tür. Galiba çok bilgeler. Sürüngenler
kemirgenler, otlayan etleyen memeli yumurtlayan ve daha başka başka inanılmaz
farklı canlılar yaratıklar burada mevcut. Ben bulunanların çoğunu bilemiyorum. Çünkü
başka işlerim de var, mesela otlarla da ilgilenmem gerek. Havanın durumu da çok
önemli. Soğuk ne zaman nerden gelecek. Rüzgarın yağmurun durumu. Bu ormana çok
kar yağar. Bembeyaz. Güneş ve ayın şekilden şekle girmesine de bakmak lazım. Ve
kayan yıldızlar. Niyetlerimi hatırlatan ve içimi sevinçle dolduran. Benim
yeteneklerim seni şaşırtacak kadar fazla. Ben çeşit çeşit iksirler yaparım. O
iksirlere çeşit çeşit renkler ilave ederim, koku lezzet katarım. Hepsinin gücü
etkisi çok farklıdır. Saatler ve saatlerce kocaman kazanımın içinde odun
ateşinde iksirim şifasını bulana kadar kaynatırım. Ağır ağır üstünden yükselen
dumanını ilk ben içime alırım, aldıkça kendimden geçer esrik rüyalara yüzerim.
Sonra o bulutumsu uçuk pembe duman yükselir yayılır önce önüne gelen ilk
canlıyı içine alır, sonra bir diğerini sonra yayılır yayılır ve tüm dünyayı
hatta tüm evrenleri kapsar. Hiç şüphesiz. Bu aramızda ki iksiri sen de çok iyi
tanıyorsun. Esrikliği yaşadın. Yalnız benim önemli bir sözüm, tek bir yeminim
var. Bu iksirler sadece ve sadece canlılara iyilik güzellik doğruluk adına etki
ederler. Aşk ve sevgi adına çalışırlar. Sadece ve sadece şifa verirler.
Benim için önemli bir
kurt köpek var. Atam. Bembeyaz uzun tüylü, uzun burunlu, minnak dik kulakları
var, her yöne döndürebiliyor. Gözleri simsiyah yuvarlak inanılmaz keskin,
kapalıyken bile görür. Uzun burnunun ucundaki her daim ıslak iki delikli kara
yuvarlak düğme hep hareket halinde, sağ sol yukarı aşağı dönüyor da dönüyor
büyüyor küçülüyor şişiyor ama hiç durmuyor. Köpeğimin Uzun bacakları var,
kocaman gövdesi ve kocaman ağızı. Hep gülüyor sanabilirsin. Adı Lucy. Kuyruğunu
söylemeyi unutuyordum. Muhteşem bir kuyruğu var. Kendisi de bu muhteşemliğinin
çok farkında. Taa kilometreler yüzyıllar ötesinden görebilirsin. Oldukça
sessizdir, biz bile nasıl anlaşıyoruz, hatta nasıl oluyor da bu kadar iyi
anlaşıyoruz şaşıyorum. Eminim ki sen de olsan onunla anlaşırsın. Senin de belki
bulunduğun yerde böyle bir atan vardır. Onu da bana anlat. Ayrıca ne yersin ne içersin, nerede yaşarsın.
Benim burada bir kulübem var. Sıcacık. Kendi halinde. İstediğin kadar misafir
eş dost arkadaş ağırlayabilir. Beklerim. Lütfen gel. Çok ayrılık olmasın.
İris Pala
Bodrum. Eylül 2025
Böyle sana koşa koşa gelsem de karşılıklı sussak ne güzel olur . Öyle hissettim işte
YanıtlaSilyaaa....ne güzel olur.
YanıtlaSilÇok şirinmiş bu orman, ve diğer her şey.
YanıtlaSilHahaaa... Tatlım Banu ;)
Sil