Bilincimizde olanlar ve hiç bilincimizde olmayanlar. Bizim
bir yanımız bu hiç bilincimizde olmadıklarımız ile bağlantıda. Demek istediğim
şu ki, bilinç dışımızın bizim üzerimizde etkisi büyük.
Kendimiz, kendiliğimiz, ben, öz, bunların hepsi bilincinde
olabildiğimiz ve bilincine varamadıklarımız ile ilişkide.
Tüm kendimizi ifade ettiğimiz, bende olanı açığa
çıkarabildiğim alan ise ego. Egom.
Bilincimize gelmeyen, gelemeyen, bilinç dışında
bıraktıklarımız ise çoğunluk beğenmediğim istemediğim yanlarım. Toplumun,
ailemin, çevremin yargıları. Kültürümün belirledikleri. Kötü çirkin ayıp utanç
verici kabul edilemez uygun değil diye addettiklerim. Yargıladıklarımız. Ben
yapmam, bende yok, asla, dediklerimiz. Çocukça bulduğum, olgunlaşmamış şımarık
dediğim, sorumsuz diye nitelendirdiklerimiz. Öfke duyduklarımız. Doğal olup
vahşi gelen güdülerimiz ve onay vermediğimiz arzularımız. Özellikle de onda var
ben de yok dediklerimiz..
Bu kapkaranlık bilinç dışına gölge benliğimiz deniyor. Hiç
görmek bilmek karşılaşmak istemiyoruz. Korku uyandırıyor. Ama ki orada yerinde
hatta son derece geniş bir alanda varlığını sürdürüyor. Gör beni diyor,
sıkıştırıyor çekiştiriyor zaman zaman da adeta bir volkan gibi patlak veriyor.
Bizi yere seriyor.
Burası aslında bir nevi de kaos alanı. Tüm belirsizliklerin
tüm bilinmezliklerin alanı. Belki de en önemli alan. Her şeylerin yaratıldığı
doğduğu alan. Yaratım. En kıymetli alan.
Kendimizi doğuracağımız, sürekli ve yeniden ve yeniden
kendimizi yaratacağımız yer. Yaşam başka türlü gerçekleşmiyor. Bizim tüm
potansiyelimiz burada. Değerlerimiz orjinalliğimiz buradan kaynak alıyor.
Yaratıma geçmek bizden ifade bulmak için bekleyen, bildiğimiz bilmediğimiz
güzelliklerin tümü burada. Bizden ifade bulmayı bekliyor. Egomda yerini almak
üzere..
Algımızın, zihnimizin, bilgimizin ötesinde ki bu alana
bakmak durumundayız. Bize ait, bizim diğer yanımız, bizde olup bizden büyük bu
alana bakmak zorundayız. Belki de tanrısal yönümüz. Bizi, ben de tamamlayacak
olan, bütünlüğe kavuşturacak olan, kaderimizi, irademizi elimize tutuşturacak
olan bilge yan. Özgürlüğümüz.
Yüzleşmek üzere farkına varmak, düşünmek, düşündüklerimizi
düşünmek, cesaretle nezaketle tecrübe etmek ve içinden geçmeliyiz. Yaşanan
süreci doğal kabul ederek, zaman zaman gözyaşlarına izin vererek, kendimizi çok
da kaybetmeden, olanın olmasına izin vermeliyiz. Aklı mantığı sağduyuyu
birlikte harmanlayarak. İçine sevgi ve anlayışımızı da katarak. Kendimizden
kendimize..
İris Pala
ekim 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder