4 Nisan 2013 Perşembe

Lucy





Lucy doğanın içinden bir kadın. Belki de dünyanın ilk annesi. Bu durumdan kendinin bile haberi yok. Doğanın içinde, hayvanlarla birlikte yaşıyor. Hayatı bilmek için önündeki tek rehber doğayı izlemek. Doğada ki hayvanların eş bulması, sevişmesi, hamile kalması, doğurması ve yavrularını yaşama hazırlanıp tekrara doğaya salması, aslında Lucy’nin hayatının bir parçası.
Lucy belki de doğada olan her şeyi zaten biliyor. Kendiliğinden. İçgüdüsel olarak.
Lucy’nin erkeğini isteyerek seçtiğine eminim. Çocuğuna en iyi özellikleri verecek, kendisine en güvenli ortamı sağlayacak, onları hiç aç bırakmayacak, tehlikelerden koruyacak, hep sevecek bir erkek. Lucy’ye iyi bir eş, çocuğuna en güzel baba. Âşık.
Erkeğini beğenen kadın onunla tutkulu bir ilişkiye giriyor. Sevişiyor ve tabii ki gebe kalıyor.
Lucy’nin daha önce tecrübe etmediği, tanımadığı upuzun bir gebelik süreci başlıyor.
Onun tüm dikkati kendisinde ve çevresinde. Kendi isteklerini, arzu ve korkularını çok iyi tanıyor.
Kendi doğasına dönük bir kadının bedenindeki değişiklikleri anlamamasına imkân yok. Hayata karşı bu hassasiyet ve güven ayrıca hayatın ona getirdiklerini derin bir tefekkürle kabul etme, zaten onun hayatını olması gerektiği gibi yaşamasına neden oluyor.
Zaman içinde bedeninde olan değişimlere hayret ve merakla yaklaşıyor. Zihnini düşüncelerle doldurmamış olduğu için olmakta olana sakinlikle yaklaşabiliyor. Acı, tehlike, hatta ölüm bile ona ıstırap yaratmıyor. Her şey doğanın bir parçası.
Gittikçe büyüyen karnı, ağırlaşması, bedenen belki de ruhen zorlanması O’nu yıldırmıyor, tam tersine her yeni duruma uyumlanmak için çareler aramasına neden oluyor.
Suyu keşfediyor. Suyun ılık temasını, bedenini okşamasını, onu ve bebeğini rahatlatmasını farkediyor.
Belki de Lucy suda doğurmayı seçecek. Suda doğurmaktan zevk alacak ve su da ona tüm nimetlerini sunacak. Sancılarına destek olacak, onu ve bebeğini temizleyecek, arındıracak.
Doğum sırasında bebek suyun içinden kayacak, anne ile temasını hiç kaybetmeden annesinin içten tanıdığı karnının üstüne gelecek, yakından bildiği anne kalbinin ritmini duyarak, onun rehberliğinde annesini hissedecek, doğrudan yukarı memeye yönelenecek ve kaçınılmaz olarak annesini emmeye başlayacak.
Buna teslim olamayan bir anne düşünemiyorum. Anne memesi de bebeğine en güzel en besleyici sütlerini verecek. Bebek annesinin gözlerini görecek, babasının kokusunu duyacak.
Lucy ve bebeği bir bütün, birbirlerinden ayrılmalarına imkân yok. Doğa Ana’da onlarla beraber.
Hoş geldin dünyanın ilk bebeği Happy.
Seninle dünyaya mutluluk ve barış gelsin.
Dünyanın buna ihtiyacı var.





iris
İstanbul. Ocak.2013


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder