Lucy doğanın içinden bir kadın. Belki de dünyanın ilk
annesi. Bu durumdan kendinin bile haberi yok. Doğanın içinde, hayvanlarla
birlikte yaşıyor. Hayatı bilmek için önündeki tek rehber doğayı izlemek. Doğada
ki hayvanların eş bulması, sevişmesi, hamile kalması, doğurması ve yavrularını
yaşama hazırlanıp tekrara doğaya salması, aslında Lucy’nin hayatının bir
parçası.
Lucy belki de doğada olan her şeyi zaten biliyor. Kendiliğinden.
İçgüdüsel olarak.
Lucy’nin erkeğini isteyerek seçtiğine eminim. Çocuğuna en
iyi özellikleri verecek, kendisine en güvenli ortamı sağlayacak, onları hiç aç
bırakmayacak, tehlikelerden koruyacak, hep sevecek bir erkek. Lucy’ye iyi bir
eş, çocuğuna en güzel baba. Âşık.
Erkeğini beğenen kadın onunla tutkulu bir ilişkiye giriyor. Sevişiyor
ve tabii ki gebe kalıyor.
Lucy’nin daha önce tecrübe etmediği, tanımadığı upuzun bir
gebelik süreci başlıyor.
Onun tüm dikkati kendisinde ve çevresinde. Kendi
isteklerini, arzu ve korkularını çok iyi tanıyor.
Kendi doğasına dönük bir kadının bedenindeki değişiklikleri
anlamamasına imkân yok. Hayata karşı bu hassasiyet ve güven ayrıca hayatın ona
getirdiklerini derin bir tefekkürle kabul etme, zaten onun hayatını olması
gerektiği gibi yaşamasına neden oluyor.
Zaman içinde bedeninde olan değişimlere hayret ve merakla
yaklaşıyor. Zihnini düşüncelerle doldurmamış olduğu için olmakta olana
sakinlikle yaklaşabiliyor. Acı, tehlike, hatta ölüm bile ona ıstırap
yaratmıyor. Her şey doğanın bir parçası.
Gittikçe büyüyen karnı, ağırlaşması, bedenen belki de ruhen
zorlanması O’nu yıldırmıyor, tam tersine her yeni duruma uyumlanmak için
çareler aramasına neden oluyor.
Suyu keşfediyor. Suyun ılık temasını, bedenini okşamasını,
onu ve bebeğini rahatlatmasını farkediyor.
Belki de Lucy suda doğurmayı seçecek. Suda doğurmaktan zevk
alacak ve su da ona tüm nimetlerini sunacak. Sancılarına destek olacak, onu ve
bebeğini temizleyecek, arındıracak.
Doğum sırasında bebek suyun içinden kayacak, anne ile
temasını hiç kaybetmeden annesinin içten tanıdığı karnının üstüne gelecek,
yakından bildiği anne kalbinin ritmini duyarak, onun rehberliğinde annesini
hissedecek, doğrudan yukarı memeye yönelenecek ve kaçınılmaz olarak annesini emmeye
başlayacak.
Buna teslim olamayan bir anne düşünemiyorum. Anne memesi de
bebeğine en güzel en besleyici sütlerini verecek. Bebek annesinin gözlerini
görecek, babasının kokusunu duyacak.
Lucy ve bebeği bir bütün, birbirlerinden ayrılmalarına imkân
yok. Doğa Ana’da onlarla beraber.
Hoş geldin dünyanın ilk bebeği Happy.
Seninle dünyaya mutluluk ve barış gelsin.
Dünyanın buna ihtiyacı var.
iris
İstanbul. Ocak.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder