11 Ekim 2024 Cuma

ACI

 


 

Acınızı biliyor musunuz. Hiç onunla temasa geçtiniz mi. Veya başkalarının acısı. Acıları. En uzaktakiler. Geçmişte, çok eskide kalanlar. Unutulmuş olanlar, belki de hiç zihinlerden silinemeyecek olanlar. Bana ait olanlar, bize ait olanlar.

Kırmızı noktalar gibi sıralanmış olanlar. Sayabiliyor musunuz onları. Üstleri uçuk tatlı tül bir perdeyle sislenmiş olanlar. Veya kopkoyu yoğun kırmızı ile kapatılmış olanlar.

Acı ne kadar saklanır?

Toprağa gömüldüler. Kuytuda bırakıldılar. Kuzeyin kayın ormanlarında kara balçığın içine teslim oldular. Unutulmak istenmediler ancak en derinlere itildiler. Minik bedenler annelerinden önce birbirlerine kavuştular. Sayılamayacak kadar minik kımızı noktalar. Kulakları tırmalayan. Kalpleri ağlatan.

Acı ne kadar saklanır?

Hamile. Bebeğini doğurdu. Soğuk nemli kayın ormanın içinde, evladını özlemle sımsıcak şefkatli kollarına aldı. Minik kalp atışlarını, memede süt arayan dudaklarını hissetti. O nefes, o kalp, o süt, o ılık akan kanla karıştı. Yerin zamanın kaderin hükmü her ne olursa olsun önemli değildi, cennetteydiler. Kan revan içindeydiler.

Gücün nereye kadar?

Nereye kime teslim olmalı?

Zordu ki, kan gölünde boğulmak. Zordu ki, kayın ormanında kaybolmak. Zordu ki, diğer anne ve bebeklerle birlikte katledilmek. Zordu ki, yavaş yavaş soğuyan bedenleri hissetmek. Zordu ki, yaşamda kalmak.

Zordu ki, hayata teslim olmak.

Zordu kırmızı.

Zordu acı.

 

Hatırlamayın Bakmayın Hissetmeyin lütfen Yanaşmayın.

Ben de bilmiyorum.

 

 

İris Pala

Ekim, 2024

 

 

7 Ekim 2024 Pazartesi

Düştü

 


Düşlerimden düşüncelerim düştü

Her biri sert zeminde

Kuru

Rengarenk

Çiçeklere uçuştu

İçim acı içinde parçalanırsa eğer

Kuşlar benimle


 

İris

Bodrum / 2024 Ekim



6 Ekim 2024 Pazar

Kendinden

 


 

Bilincimizde olanlar ve hiç bilincimizde olmayanlar. Bizim bir yanımız bu hiç bilincimizde olmadıklarımız ile bağlantıda. Demek istediğim şu ki, bilinç dışımızın bizim üzerimizde etkisi büyük.

 

Kendimiz, kendiliğimiz, ben, öz, bunların hepsi bilincinde olabildiğimiz ve bilincine varamadıklarımız ile ilişkide.

 

Tüm kendimizi ifade ettiğimiz, bende olanı açığa çıkarabildiğim alan ise ego. Egom.

 

Bilincimize gelmeyen, gelemeyen, bilinç dışında bıraktıklarımız ise çoğunluk beğenmediğim istemediğim yanlarım. Toplumun, ailemin, çevremin yargıları. Kültürümün belirledikleri. Kötü çirkin ayıp utanç verici kabul edilemez uygun değil diye addettiklerim. Yargıladıklarımız. Ben yapmam, bende yok, asla, dediklerimiz. Çocukça bulduğum, olgunlaşmamış şımarık dediğim, sorumsuz diye nitelendirdiklerimiz. Öfke duyduklarımız. Doğal olup vahşi gelen güdülerimiz ve onay vermediğimiz arzularımız. Özellikle de onda var ben de yok dediklerimiz..

 

Bu kapkaranlık bilinç dışına gölge benliğimiz deniyor. Hiç görmek bilmek karşılaşmak istemiyoruz. Korku uyandırıyor. Ama ki orada yerinde hatta son derece geniş bir alanda varlığını sürdürüyor. Gör beni diyor, sıkıştırıyor çekiştiriyor zaman zaman da adeta bir volkan gibi patlak veriyor. Bizi yere seriyor.

 

Burası aslında bir nevi de kaos alanı. Tüm belirsizliklerin tüm bilinmezliklerin alanı. Belki de en önemli alan. Her şeylerin yaratıldığı doğduğu alan. Yaratım. En kıymetli alan.

 

Kendimizi doğuracağımız, sürekli ve yeniden ve yeniden kendimizi yaratacağımız yer. Yaşam başka türlü gerçekleşmiyor. Bizim tüm potansiyelimiz burada. Değerlerimiz orjinalliğimiz buradan kaynak alıyor. Yaratıma geçmek bizden ifade bulmak için bekleyen, bildiğimiz bilmediğimiz güzelliklerin tümü burada. Bizden ifade bulmayı bekliyor. Egomda yerini almak üzere..

 

Algımızın, zihnimizin, bilgimizin ötesinde ki bu alana bakmak durumundayız. Bize ait, bizim diğer yanımız, bizde olup bizden büyük bu alana bakmak zorundayız. Belki de tanrısal yönümüz. Bizi, ben de tamamlayacak olan, bütünlüğe kavuşturacak olan, kaderimizi, irademizi elimize tutuşturacak olan bilge yan. Özgürlüğümüz.

 

Yüzleşmek üzere farkına varmak, düşünmek, düşündüklerimizi düşünmek, cesaretle nezaketle tecrübe etmek ve içinden geçmeliyiz. Yaşanan süreci doğal kabul ederek, zaman zaman gözyaşlarına izin vererek, kendimizi çok da kaybetmeden, olanın olmasına izin vermeliyiz. Aklı mantığı sağduyuyu birlikte harmanlayarak. İçine sevgi ve anlayışımızı da katarak. Kendimizden kendimize..



İris Pala

ekim 2024